Euroleague genişlemesi ve yapılanması hakkında


Euroleague 20 yılın ardından düzgün bir lig formatı buldu sonunda. 2000'li yıllardan beri ligin sistemi tam bir kaostu, gruplar, sonra yine gruplar, grup üzerine gruplar ve gruplar. Kimse kim ile ne zaman nasıl oynayacak anlamıyordu. Şimdi ise her şey çok sadeleşti. Artık herkes puan tablosuna baktığında ne olduğunu net olarak görüyor. İki devreli, 16 takımlı sistem ciddi bir başarı sağladı.

2016-2017 sezonunda ilk defa bu sistem uygulandı. İlk sezonunda bir önceki sezona göre 100%'lük artışla toplam 30 milyon euro gelir elde edildi. 2017-2018 sezonunda ise toplam gelir 58.7 milyon euro'ya çıktı. Sadece lig takvimini ve sistemini düzelterek 2 yılda gelir 4 katına çıktı. Bu muazzam bir artış. 2018-2019 sezonunda da ciddi bir gelir artışı elde edilir ise Euroleague o istenen, özlenen basketbol platformu olacaktır.

2019-2020 sezonundan itibaren lig 18 takımla oynanacak. Bayern Munich ve Asvel lig'e 2 yıllık katılım hakkı kazanan takımlar oldular. Bayern Munich yapılanması ile halihazırda bu seviyede olduğunu zaten gösterdi. Yakında 6700 kişilik Audi Dome'dan 10.000 kişilik yeni salonlarına geçiyorlar. Yatırımları ve sistemleri ile Euroleague'in kalitesine çok şey katıyolar ve katacaklar. Yakın zamanda Euroleague'in en iddialı takımlarından biri olacakları neredeyse kesin. Almanya liginin şampiyonunun Euroleague'e katılım hakkı zaten vardı. Şimdi Almanya'dan 2 takım katılacak. Eğer diğer takım da Alba Berlin olursa Almanya'da ciddi bir ekonomik başarı elde edilecektir.

Tony Parker'ın sahibi olduğu Asvel de 2 yıllık şartlı katılım hakkı kazandı. Euroleague'de hiç Fransız takımının olmaması ciddi bir sorundu. En nihayetinde Fransa dünyanın en zengin ülkelerinden, en büyük ekonomilerinden biri. Hatta tek takım bile çok yetersiz. Önümüzdeki yıllarda Paris, Marsilya gibi büyük şehirlerden bir temsilcinin de lige katılması ciddi anlamda ekonomik bir gelir getirecektir.

Şu anda lige bakarsak tamamen fakir ülkelerin takımlarından kurulan bir lig. Yunanistan, İtalya, İspanya, Türkiye, Rusya Avrupa'nın ciddi ekonomik gücünü temsil etmiyor. Dünyanın en büyük pazarlarından üçü olan Almanya, Fransa ve İngiltere ise Euroleague'de neredeyse temsil edilemiyor. Bu ülkelerde pazarlanamadıkça da ekonomik olarak çok zayıf kalınıyor. Almanya'dan 2, Fransa'dan 1 takımın katılımı oldukça önemli. Bu zamanla artırılmalı.

Asıl sorun İngiltere'de basketbol namına hiçbir şey olmaması. 2000'li yılların başındaki London Towers'tan beri koca ülkede basketbol oynanmıyor. Eurolegue ilk kurulduğunda İngiltere'de basketbolu pazarlamak için London Towers'ı dahil etmişti ama bu aşı tutmamıştı. Şu anda daha mantıklı hareketler yapılıyor. Amerikan yatırımcılara İngiltere'de bir kulüp kurmaları için çağrıda bulunuluyor. İngiltere hiçbir zaman basketbol ülkesi olmadı. Şu anda da hiçbir talep yok. Ama böyle bir arz muhakkak bir talep oluşturacaktır. İngiltere'nin spor kültürü çok yüksek. Böyle bir takım İngiltere'de kendi müşterisini yaratacak ve kendi ekonomisini oluşturacaktır.

Euroleague'in 60 milyon euro civarındaki geliri ve 400%'lük artış mükemmel ama gerçekleri görmek lazım. NBA'in geçen seneki geliri 7.6 milyar dolar. Yani Euroleague ekonomik olarak NBA'in 1%'i bile değil. Bu sebeple önümüzdeki 10 yıl içinde Euroleague/NBA kıyaslaması yapmak imkansız. Önümüzdeki 10 yıl boyunca bütün yetenekler NBA'e gidecek. Bunu kabul etmek gerekiyor.  Hatta Çin'de bile ciddi bir ekonomik güç var. Tabi Çin'in yapay spor ekonomisi pek bir anlam ifade etmiyor hatta Euroleague'in işine yarayacak zamanla. Çin'de basketbolun sevdirilmesi ve yeni bir pazar açılması hem NBA'in hem de Euroleague'in işine yarar. Şu anda NBA Çin pazarını aktif bir şekilde işliyor. Euroleague ise oralara ulaşacak gücü yok henüz. Kendi pazarında bile yeni yeni para kazanmaya başladılar, Çin'e daha çok zaman var. Euroleague ciddi bir ekonomik güce ve popülariteye ulaştığında Euroleague Çin pazarına yönelecektir.

Sonuç olarak Euroleague doğru yolda. Ben 7-8 yıldır Euroleague'i takip etmiyordum. Bir anlamı yoktu. Sistem belli değil. Ne yapılmaya çalışılıyor belli değil. Saçma sapan batık kulüpler, amatör yönetimler. Sürekli yetenekli oyuncular NBA'e gidiyor. Bir sürekliliği yoktu, şu anda da sıkıntılar büyük. Luka Doncic mesela. Tam böyle bir çocuk varmış, izleyeyim diyorum, bir sonraki sezon Dallas'ta. Bogdan Bogdanovic ile bir gönül bağı kuruyorsun, gidiyor. Yetenek erozyonu ciddi bir sorun ama en azından şu anda bir gelişme görüyorum. Hala kulüpler zarar ediyor ama ekonomik modeli daha oturmuş, gelirlerini önceki senelere göre önemli miktarda artırmış, ne yaptığını bilen, doğru şekilde büyüyen bir Euroleague var.

Önümüzdeki yıllarda ligin 20 takıma çıkacağı neredeyse kesin. Hatta Juventus'un hazırlandığına dair dedikodular çıkmıştı. Juventus ve İngiltere'den bir takım gelirse Euroleague artık çok ciddi bir lig olmaya başlayacak ve artık işler rayına oturacak demektir. Bu takımların gelmesi ciddi sponsorluklar ve ekonomik güç getirecektir. Şu anda Euroleague'e katılım için minimum 5.4 milyon euroluk yatırım yapmanız gerekiyor. Bu 16 takım için 85 milyon euro gibi minimum gider demek. Tabi Fenerbahçe, Real Madrid, CSKA cok daha büyük bütçeler ile geliyor ama her takımın bu minimum bütçe ile hareket ettiğini düşünelim. Ligin en az 85 milyon euro gelir elde etmesi lazım ki minimum ihtiyaçlar karşılansın. Bu sene geçen seneden daha yüksek bir gelir elde edecektir. Geçen seneki 60 milyon euro'luk geliri göze aldığımızda 85 milyon euro'luk gelir elde etmek çok olası.  Önümüzdeki birkaç yıl içinde de bütün katılımcıların kar ettiği/zarar etmediği bir organizasyona döneceklerdir. İşte o zaman ivmenin artacağını ve lig'in kalitesinin hızlı bir şekilde artacağını düşünüyorum. Bu sene hala ciddi anlamda takip etmiyorum ama önümüzdeki sezon takip etmeye başlayacağım.

Yorumlar