Maçın ardından: Galatasaray-Trabzonspor

Haftanın maçında Galatasaray'ın tatsız galibiyeti geldi. Galatasaray'ın hiç spekülasyona yer bırakmadan galip gelmesi gereken bir maçtı ama pek de öyle olmadı. Trabzonspor elde kalanlarla iyi bir futbol ortaya koydu. Sene başında birinci kaleci Onur, ikinci kaleci Esteban, üçüncü kaleci Uğurcan'dı. Bu üç kaleci de yok, yerine paf takımdan 17 yaşında Arda oynuyor, sol bek yok, sağ bek yok, orta saha yok, yok oğlu yok. Buna rağmen Galatasaray net bir galibiyet alamadı.

Trabzonspor'un haliyle savunma bütünlüğü berbat. Pozisyon alamıyor, kolay deliniyor. Orta saha savunma bütünlüğünü sağlayacak adamlar sakat. Herkes sakat tamam da  Onazi daha bir sakat. Onun yokluğu takımın bütünlüğünü etkiliyor. O bölgede bir Djedje, bir Badji bile olsaydı Trabzonspor bu kadar sakat oyuncuya rağmen çok farklı bir takım olurdu.

Bunca badireye rağmen Trabzon sahada güzel işler yapıyor. Eksikliklerini avantaja dönüştürmeye çalışıyor. Ünal hoca Trabzon'un savunma yapamayacağını bildiği için hücumcu bir takımla çıkıyor sahaya. Savunmada çok sıkıntılı görüntü verirken karşı tarafı uyutuyor ve bir anda hücumda çok büyük tehlikeler yaratıyorlar. Rodallega pozisyon bile yokken golü attı mesela.

Burada bir parantez açmak lazım. Bu sene Trabzonspor altyapı destekli kadrosu ile iyi iş yapıyor ama bu yanıltmamalı. Sadece altyapıdan takım kurmak gibi bir hata yapmazlar umarım. Altyapıdan oyuncu kazanmak güzel ama bu oyuncuların rekabet etmesi lazım. Önümüzdeki sene daha çok scout transferi yapmalılar. Sol bek, sağ bek, önlibero, Rodallega giderse forvet ihtiyaçları olacak. Bunların tamamını altyapıdan ekleyemezsiniz. Geçen sene uygun ve uyumlu futbolcuları getirmişlerdi. Bu sene yaz transfer döneminde de aynı performansı gösterirlerse seneye ilk ikiyi kovalayan bir takım olacaklardır.

Galatasaray ise eldeki kadronun tam karşılığını alamıyor. Ligdeki en iyi kadroya sahipler ama etkinlikleri o seviyede değil. Trabzonspor'un ilk 11'inin maliyeti Galatasaray'ın ilk 11 maliyetinin belkide yüzde 10'u. Galatasaray'ın çok net bir galibiyet alması gerekiyordu ama tartışmalı kararların  maçın skoruna etki ettiği bir maç oldu. Nagatomo fuck off'tan kırmızı yeseydi veya Diagne kırmızı yeseydi şu anda çok farklı şeyler konuşuyor olurduk.

Öncelikle şu fuck off mevzusu. Kardeşim bu kelime kırmızı kart mı değil mi? netleştirelim şunu. Bu federasyonun karar vermesi gereken bir konu. İngiltere'de bu kelimeye kırmızı vermiyorlar diye bir savunma olamaz. Bu kelime süper lig'de kırmızı mı değil mi? Soldado kırmızıyı yedi, Nagatomo yemedi. Ya ikisi de yemesin ya da ikisi de yesin. İkisi de kabulümüz ama şu anki durum kabul edilemez. Penaltı pozisyonları da keşmekeş, Onyekuru'ya temas var penaltı kabul, Ekuban'a temas var penaltı değil.

Diagne'nin elle dokunduğu pozisyon trajikomik. Ne bekliyorsun ki bu hakem bile bunu kaçırmaz. Ayrıca arkadan müdahalesi var orada da kırmızı kart es geçildi.  Diagne saçma hareketlerine rağmen Galatasaray hücumuna hareket getirdi ve fark yaratacağını  gösterdi. Yeteneklerinde sıkıntı yok ama öyle çok zeki bir oyuncu da değil. Neyse zaten hangisi Einstein ki.

Son olarak Ahmet Ağaoğlu. Şu ana kadar çok iyi bir yönetim gösteriyor. Çok cesur kararlar aldı ve iyiye gidecek bir Trabzonspor var elinde ama yaptığın açıklama neydi öyle. Çanakkale, katledilen Trabzon'lu çocuklar falan. Öncelikle Çanakkale'de askerlerimiz katledilmedi, vatanı savunurken şehit oldular. Çanakkale'de şehit olan çocukları bu kadar küçültmeyelim. Bir futbol maçını Türk tarihinin en karanlık zamanlarında alınan büyük bir zafere ve bu zaferin kahramanları ile eş tutmak büyük rezillik. Artık kimse Çanakkale zaferi ile benzerlik kurmasın lütfen. Futbol lan futbol. Ne Çanakkale'si ne alaka. 15 yaşında çocukların vatan müdafaasında şehit olması ile maçta mağlubiyet arasında nasıl bir bağıntı, nasıl bir benzerlik olabilir. Kendi tarihimizi bu kadar küçültmeyelim.

Ve en son olarak Fatih Terim. 10 maç ceza yedim, hakemler insandır, onlar da hata yapabilirler dedi. Bu da trajikomik açıklama. Galatasaray'a hata yapılınca ortalık yandı tutuştu. Hakemler hata yapabilir ama Fatih Terim aleyhine yapamaz :). Fatih Terim Fenerbahçe maçında hatalı kararlar sebebiyle hakemin üzerine yürümüştü. Maç sonu büyük rezaletti. Hatalı karar olarak da bir taç kararı falan vardı. Eğer bu maçta Fatih Terim Trabzonspor teknik direktörü olsaydı hakemi sahaya gömüp recm ederdi herhalde. Trabzonspor'lu oyuncular ise çok seviyeli tepkiler verdiler. Çok da mutlu ettiler. İnşallah abilerine benzemezler.

 Bu sene federasyona ve hakemlere isyan etmeyen takım kalmadı sanırsam. Mağlup olan haklı da olsa haksız da olsa hakeme sallıyor, bir sonraki maçta hakemleri ve federasyonu stres altına almaya çalışıyor. Başakşehir bile hakemlerden şikayet etti daha da güzeli bu şikayetler sürekli manifesto halinde. Allah Allah Allah. Sürekli bütün kulüplerin üzerine oyunlar oynanıyor, bir şeyler lobisi x kulübünün üzerine oyunlar oynuyor. Bu önceden sinir bozucuydu, sonra mide bulandırıcı oldu. Şu an ise komik. Bütün takımlar hakemlerden şikayet ediyor istisnasız. Bu da hakemler kötü ve tarafsız demek herhalde ya da hakemler eyyamları belli olmasın diye hakemlik seviyelerini en dibe çekiyorlar. Herkese "bak biz hep hatalı karar veriyoruz, bak biz zaten kötüyüz kasıtlı yaptığımız bir şey yok" demek için. Bu arada bir çalışanın yani bir hakemin amirinden izin almadan maçın kaderine etki etmesi imkansız. Eğer bir hakem maçın kaderine etki etme cesaretini gösterebiliyorsa orada federasyon yoktur ya da federasyondan talimat ile o hakem aksiyon alıyordur. İkisinde de muhatabımız federasyon. Boşuna piyonlara sallamayalım. Yok hakem, yok Namoğlu geçelim bunları, bunlar emir erleri.

Ve en en son olarak. galiba hakeminden yöneticisine, futbolcusundan teknik direktörüne biraz insan kalitesi  ve üslup sıkıntımız var. Alex Ferguson da Arsene Wenger'de hakemden şikayet ederdi ama belli bir jargonla belli bir üslupla ederlerdi. Türkiye'de herkes Kibariye'nin annesi gibi böğrünü yumruklaya yumruklaya şikayet ediyor. Çanakkale savaşından illuminatiye geniş bir skalada isyanlarımız var. Daha kötüsü çoğu da haklı isyanında.

Yorumlar