Transfer döneminin ardından-3: Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Başakşehir

Transfer döneminde son olarak Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Başakşehir'in yaptıklarına bakacağız.

Başakşehir ile başlayalım. Başakşehir Sivasspor'dan Robinho'yu 2 milyon euro'ya aldı. Robinho 35 yaşında ama performansı yaşının üzerinde. Bu sene şampiyonluğun en büyük adayı olan Başakşehir işi riske etmek istemiyor. Zaten bu sene şampiyon olmaktan başka bir planları da yok gibi. Takım iskeletinin yaş ortalaması 30'un üstünde. Gelecek vadeden tek yatırımları İrfan Can Kahveci. Edin Visca çok değerli bir oyuncu ama o da 29 yaşında oldu. Yani Başakşehir tüm yatırımını şampiyonluğa yapıyor. Bu seneki kaotik lig ortamında da şampiyon olmaları çok olası. Robinho'da direk sıkışan maçları açabilecek, kişisel yetenekleri ile golü bulacak oyuncu. Şu anda direk forvet olarak kullanıyorlar fakar ilerleyen haftalarda Mossoro'nun yerine forvet arkası olarak kullanabilirler. Adebayor'u göndermek istediler ama alan olmadı. Sıkıntılı bir futbolcu anladığım kadarıyla. Performansı çok iyi ama karakteri kardeşi Rotimi'den hallice. Bir transfer görüşmesinde viski ve puro içip pazarlık yaptığını okumuştum. Fenerbahçe ile görüşürken de siz bana muhtaçsınıza getirmiş konuyu, en azından denilen bu. Adebayor'un yerine Demba Ba alındı. Demba Ba'da Semih Şentürk'ün uluslararası versiyonu. Sıkışan Demba Ba'yı Çin'den getiriyor. Solbek Kudryashov'u getirip Karim Hafez'i yolladılar. Karim Hafez'i de görmedik muhtemelen bu sezon Kudryashov'u da çok görmeyeceğiz. Clichy orayı tek başına domine ediyor zaten.

Başakşehir geçenlerde devlet desteği aldığına yönelik iddiaları yalanladı ve Cengiz Ünder satışından gelen para ile bu takımı kurduklarını iddia etti, en azından buna getirdi olayı. Başakşehir mali durumunu açıklamak zorunda değil. Özel bir şirket. Ama bu şekilde sempati toplayamayacakları da aşikar. Cumhurbaşkanı geçenlerde Başakşehir'i ben kurdum dedi, bu açıklama da zaten devlet desteği iddialarını alevlendiren bir açıklama. Eğer Başakşehir bir nebze sempati toplamak istiyorsa oyunculara ödedikleri maaşları açıklasın. Gerçi bu da sempati toplamalarına yeter mi bilmiyorum. Lucescu milli takımın başına geçmeden önce Şenol Güneş iddiaları vardı. O dönem Yıldırım Demirören Abdullah Avcı'ya kafası karışmasın diye teklif götürmediklerini söylemişti. Şenol Güneş'in kafasının karışmayacağından emindi galiba.

Galatasaray çok stresli bir transfer dönemi geçirdi. Ozan Kabak 11 milyon euro'ya Stuttgart'a gitti. Ozan Kabak'ın 8 milyon euro'luk fesih bedeli bu transferde çok etkili oldu. Biraz mecburen elden çıkarttılar. İlk yarı ligin en iyi stoperlerinden biriydi. Muhtemelen Stuttgart'tan giderken çok ciddi bir transfer ücreti bırakacak. Cengiz Ünder ile birlikte Türkiye tarihinin en yüksek bonservis bedeliyle transfer olmuş oyuncusu olma ihtimali en yüksek olan isim. Onun yerine Marcao geldi. Şu ana kadar olan oyunuyla alkış topladı ve kabul gördü. Marcao Chaves'den 4 milyon euro'ya alındı. Tabi Poertekiz ligi sonuncusundan stoper alındı diye bir tedirginlik vardı ama oynadığı maçlarda bunu direk sildi Marcao. Galatasaray Maicon'u 8 milyon euro civarı bir bedele almıştı. 1.75 milyon euro kiralama bedeliyle zorla yolladı. Maicon mu Marcao mu? Tabi ki Marcao. Eğer Marcao bu şekilde devam ederse, şampiyonlar liginde iyi bir performans ortaya koyarsa ciddi bir mali getirisi olacaktır. İkinci stoper Luyindama oldu ona da 3 milyon euro kiralama bedeli ve 5 milyon euro satın alma bedeli kondu. Yani Luyindama'nın toplam maliyeti 8 milyon euro. Luyindama'da 25 yaşında. Ozan'ın parası direk bu iki oyuncuya gitti. Fena da olmadı. Bunlara yedek olarak da Semih kiralandı. O da fena bir yedek değil. Bunlar olurken Serdar Aziz'de Fener'e yollandı. Serdar'la Fatih Terim arasında nasıl bir sıkıntı oldu bilmiyorum ama Serdar'ı resmen kovdu Terim. Serdar'da zaten sezonun yarısını sakat geçiren bir adam. Uzun dönem sakatlıklarının yanı sıra 2 haftaya bir bir yerinden sakat. Bu çıtkırıldım yapısı Terim'i bezdirmiş herhalde.

Galatasaray'ın sezon başından beri en büyük sıkıntısı forvette oldu. Gomis'i yolladıktan sonra kimseyi alamadılar.  Burada yönetimin kısırlığı dikkat çekti. Çok dar bir oyuncu grubu arasında gittiler geldiler. 1 ay Alan'ı beklediler son gün Diagne'yi aldılar. Alan Diagne'den 2 yaş büyük. Maliyeti de konuşulanlara göre 4 milyon euro bonservis, 4 milyon euro maaş gibiydi. 4 yıllık kontratta 20 milyon euro. Diagne ise yıllık 2 milyon euro, bonservisi de 10 milyon euro artı şampiyonluk primi 3 milyon euro. Bu sene şampiyon olursa o 3 milyon euro daha verilecek, eğer Diagne bu takımı şampiyon yaparsa 3 milyon euro helal olsun. Şampiyon olamadığı senaryoda 4 yıllık 18 milyon euro gibi bir maliyet var. Alan ile Diagne arasında 2 milyon euroluk maliyet farkı ve 2 yaş var. Ama Diagne'nin bir sonraki satıştan 25%'i Kasımpaşa'ya gidecek. Açıkçası Diagne'nin satılabilme ihtimali Alan'dan daha yüksek gibi geliyor. Rakamlar yakın olsada Diagne yükselen bir kariyerde Alan ise düşen bir kariyer yolu çiziyor gibi. İki oyuncu da çok kafa kafaya gibi gözüküyor ama benim de tercihim Diagne olurdu. Asıl sıkıntı portföyde çok az oyuncu olmasıydı. Marcao'yu bulan ekip forvete birilerini bulamadı mı? Taraftar tepkisinden mi korktular?
Galatasaray eğer transfer döneminin başında forvet transferini tamamlayabilseydi puan kaybı yaşamayabilirlerdi. Diagne'nin son 1 yılda Kasımpaşa'da çok etkili bir performans gösterdi. Kasımpaşa'nın hızlı hücum oyunu da Diagne'nin yeteneklerini parlattı. Geldiğinden beri her türlü golü attı Diagne. Kafa ile attı, çalımlayıp attı, top sürerek attı, kıçıyla attı, dönerek attı, ceza sahasında markaj altındayken attı, attı da attı. Diagne'nin gol yapma becerisinde bir soru işareti yok. Tek sıkıntı Galatasaray onun ilk büyük takım tecrübesi. Bundan önce evliya gibi gezmiş. 10 milyon euro arto 3 milyon euro şampiyonluk bonusu, bunlar çok ciddi rakamlar. Diagne'nin oynadığı ilk maçta ciddi fark yaratması gerekiyor. Galatasaray taraftarının sabrı kalmadı. Sezon başından beri şişmiş bir taraftar var, ilk maçlarında kötü oynarsa bir anda bütün siniri ona boşaltabilirler. Bu arada bu rakam yüksek mi? bence çokta değil. Diagne geldiğinden beri Süperlig'de  34 maçta 32 gol atmış. Bu rakamları yapmış bir oyuncuyu devre arasında daha ucuza almak biraz zor. Galatasaray'ın da durumu ortada. Acilen forvet arıyorlar. Bu zaafınızı herkes kullanır. Mitroglou ise yedek forvet olarak kiralandı. ilk maçında pek varlık gösteremedi ama Galatasaray'da pek varlık gösteremedi zaten.

Galatasaray fena bir transfer sezonu geçirmedi. Bunu tabi ilk yarıda ki kaotik durumu göz önüne alarak söylüyoruz. Yoksa kış transfer döneminde bu kadar radikal kararlar almak zaten başlı başına  bir sıkıntı. Sene başında düzgün bir takım kuramamışsın, kontratların sıkıntılı, oyuncular sıkıntılı, radikal kararlar almak zorunda kalmışsın ve hala sorunların bitmiyor. Elde Belhanda ve Feghouli var, bunların boru gibi kontratları var, performansları keyfi, yapılması gereken çok iş var daha. Bundan sonraki transfer döneminde de çok satışlı, çok alışlı bir dönem bekliyor Galatasaray'ı. Feghouli ve Belhanda'nın acilen elden çıkması gerek ve yerine daha fazla Marcao tarzı transferler gerek.

Fenerbahçe açısından ise çok gergin bir bekleyiş söz konusuydu. Fenerbahçe için şakayla karışık küme düşeceksiniz muhabbeti vardı, sonrasında ciddi ciddi küme düşmeye aday olmaya başladılar, son maçlarda ise kesin düşecek bir futbol oynuyorlardı. Son Ümraniye maçlarıysa ciddi anlamda haramdı, günahtı, zinaydı, zulümdü. Fenerbahçe Ersun Yanal'ı geçte olsa takımın başına getirdi, Ersun Yanal'da bütün kadro dışı oyuncuları affetti. Volkan kaleye geçti, Dirar tekrar kadroya girdi. Sonra Sadık'ı aldılar, bence mükemmel bir transferdi. Fiyatı ucuz, temposu yüksek, maksimumu ile oynuyor. Bunlar zaten Fenerbahçe'nin aradığı şeylerdi. Fener ruh arıyordu. Oyuncunun çok yetenekli olması birşey ifade etmiyor. Oyuncunun kazanma/oynama içgüdüsünün olması lazım. En iyi örnek Belhanda belki de. Belhanda yeteneksiz bir topçu mu, kesinlikle hayır ama adamda zerre ruh yok, oynama/kazanma azmi yok. İşte Sadık bunun tam tersi. Bu da takıma enerji veriyor, hareketlendiriyor. İlginçtir Dirar'da öyle döndü, daha tempolu ve daha istekli. Defansa Serdar Aziz'i aldılar, Serdar'da iyi bir savunmacı ama kırılgan topçu. Uzun soluklu birşey beklemiyorum Serdar'dan açıkçası.

Tolgay Beşiktaş'tan kötü ayrıldı. Saçma sapan açıklamalar yaparak ayrıldı. Bu adamların menajerleri bu adamları uyarmıyor mu, oğlum sen profesyonelsin saçma sapan konuşma diye. Tolgay Beşiktaş'a ilk geldiğinde mükemmel oynadı sonrasında da yokları oynadı. Fenerbahçe'ye na katar bilmiyorum. Hangi Tolgay'ı izleyeceğiz. İlk geldiğindeki Tolgay'ı mı sonrasındaki küskün Tolgay'ı mı? İlginç bir transfer de Zajc oldu. Socrates dergi'nin youtube kanalında, Lokal 90'da Emre Özcan bu adamı çok övdü. Çok yetenekli olduğunu söylüyor ve hatta bu kadar ucuza bu adamı nasıl aldılar diyor. Emre Özcan'ın referansı ciddi bir referans, ben de heyecanla izlemek için bekliyorum.

Son olarak Victor Moses. Moses iki maçta sonradan girdi ve fizik durumu ile kalitesi ile mest etti. Fener taraftarı oh be ne yaptığını bilen futbol oynayacak biri geldi diye sevinmiştir. Fenerbahçe ilk yarıda bir korku filmi gibiydi ama şimdi bir umut var. Belki avrupaya gidemeyecekler ama en azından önümüzdeki sene için umut veren bir iskelet kursalar bu bile yeterli. Benzia'yı kadrodan çıkardılar. Slimani'de gidecek. Yaptıkları transferler de iyi transferler gibi gözükkyor. Çok daha kötü ve panik transferleri olabilirdi. Sadık'ı savunmaya monte ettiler,  Moses'ı kanata monte edecekler, kadrodışı oyunculardan verim alıyorlar, Mehmet Ekici'de performans vermeye başladı. Bu seneyi daha büyük rezillik olmadan kurtardılar gibi ama bu çok başarısız oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Ali Koç Fenerbahçe'nin mali durumunu düzelteceğini söyledi ama şu ana kadar bir başarı söz konusu değil aksine bayağı da kötü bir mali sezon geçiriyor. Koç Hoding şirketlerinin sponsorluğu ile bu mali durumu finanse edebilir ama zaten istemediğimiz kısım bu. Biz kendi kendine yeten, ticari modeli olan kulüpleri istiyoruz. Fenerbahçe'nin mali politikasını dikkatle izliyor olacağız. Çünkü Ali Koç'un vaadi muassır medeniyet seviyesinde kulüp yönetimi idi. Dortmund gibi Arsenal gibi bir takım bekliyorduk. Şu ana kadar yaptıkları açıkçası mutlu etmedi ama taraftarda Ali Koç'tan umudu kesmedi. Başka bir başkan olsa taraftar çıldırmıştı ama Ali Koç'un kişisel karizması bu sürecin daha sakin geçilmesini sağladı.

Beşiktas'ın da ilk hamlesi maliyeti yüksek oyunculardan kurtulmak oldu. Pepe 5 milyon euro alyordu onu yollayıp Isimat-Mırın'i 350bin euro bonservisle getirdiler. Isimat-Mirin senelik 1.3 milyon euro alacak. Yani 3 yıllık kontratı artı bonservisi Pepe'nin 1 yıllık kontratı. Beşiktaş'ın iyi zamanında doğru yaptığı şeylerin başında bu hamleler geliyordu. Marcelo'yu alıp 7 milyon euro'ya sattılar. Ersan Adem Gülüm, Dusko Tosic gibi transferlerden Beşiktaş ciddi performans ve mali kazanç elde etti. Isimat-Mirin'de bu ayarda bir transfer. Bu sezon 3 büyük takım da forvetten yana bahtsızdı. Beşiktaş Burak Yılmaz'ı Trabzonspor'dan alarak iyi bir hamle yaptı. Trabzonspor ciddi bir maaş yükünden kurtuldu, Beşiktaş görece düşük bir bonservis ücretine iyi bir forvet aldı. Kontrat süresi de makul maaşı da fena değil. Vagner Love'ın gönderilmesi ile açılan 1.8 milyon euro maaş boşluğunu 2.2 milyon euro ödediği Burak ile doldurdu. Beşiktaş'ın esas kazancı Dorukhan oldu. Neredeyse bedavaya aldılar, ilk 11'e monte ettiler, çok iyi performans alıyorlar ve Dorukhan'a güvenerek Tolgay'ı 3.2 milyon euro'ya gönderdiler. Tolgay 2 milyon euro alıyordu, Dorukhan 500bin euro civarına oynuyor. Sadece Tolgay/Dorukhan değişikliğinden 3.2 milyon euro bonservis ve sezonda 1.5 milyon euro gelir elde etti.

Transferin son gününde Kagawa'yı aldılar. Kagawa eğer sakat değilse mükemmel transfer. Tek sıkıntı opsiyonunun alınmamış olması. Mükemmel bir yetenek, mükemmel bir profesyonel. 10 numara transfer olacaktı ki sezon sonu satın alma opsiyonunun olmadığını öğrendik. Beşiktaş'ın şampiyon olduğu ilk sezonda oynadığı akıcı, merkezden rakibi delen pas oyununu oynaması için gerekli oyuncu Kagawa. Özellikle Sosa gittikten sonra Şenol Güneş oyunu kanatlara yıktı. Quaresma'nın keyfi oyununda medet umar bir takım oldu Beşiktaş. Maç başına 30 orta yapan Quaresma'yı kimse izlemek istemez. Şimdi onu değiştirmek için bir şans var. Kagawa ve Ljajic ile çok eğlenceli bir futbol oynayabilirler. Quaresma, Adriano kesin gidecekler. Umarım Lens'te gider ve önümüzdeki sene mantıklı bir Beşiktaş izleriz. Bu sene Beşiktaş lige bankamatik önündeki emekli kuyruğu gibi başladı. Şu anda gençleşme hareketi devam ediyor, Dorukhan 11, Güven rotasyon oyuncusu oldu. Şimdi Muhayyer'i aldılar. Beşiktaş sezon başında çok sevimsiz ve sıkıcı bir takımdı, şimdi ise yavaş yavaş kımıldanmaya başladı. Tabi iş bitmedi daha aksine yeni başlıyor. Yaz transfer sezonu da çok hareketli geçecektir. Elden çıkartılacak çok adam var.

Yorumlar

  1. Cenk Tosun 22 m euro+bonuslar ile transfer oldu. Yani TurkTür tarihinin en pahalı transferi Cengiz değil. 11 m euro dan yuksege transfer olan da çok oyuncu var en basitinden Arda 13 m euro ya gitmişti. Yabancı olarak da Sow,Demba ba,Ndiaye,Bruma,Kjaer hatırladıklarım.Ayrıca Güven yerine Günay yazmışsınız. Kagawa sakat değil.Sakat halı buysa iyileşince neler olur neler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arada düzeltme için teşekkürler. Çok kısıtlı zamanda yazabildigim için hatalar oluyor

      Sil
  2. En pahalı transferi olmaya aday. Şu anda yaptıkları transferden bahsetmiyorum, bir sonraki transferleri. Cengiz için 50-60 milyon eurolari yokluyor Roma. Şu anki transfer rakamlarında rekor kirmalari çok olası.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder