Efes yine zar zor



Euroleague'in en zayıf ekiplerinden olan  Belgacom Spirou ile karşılaşan Efes yine maç sonunda rakibini maça ortak ederek inceden bir telaş havası estirdi. Maçı aslında sürekli kontrol altında götürürken verdiği hücum ribauntları ve yediği üçlükler sayesinde Spirou'yu tekrar umutlandırdı. Bu neden böyle oluyor anlamıyorum ama futbol veya basketbol farketmeksizin hiçbir zaman emin olamıyoruz skordan. Sürekli bir heyecan, sürekli bir gerilim. İstikrarsız oynuyorlar. Yani Efes Barcelona'yı 3 sayı farkla yenince Spirou'yu 20 sayı farkla yener diyemiyosunuz, hatta yener bile diyemiyorsunuz. Zaten genelde olan bu istikrarsızlık maç içindede devam ediyor. Farkı 20 sayıya çıkarmışken bir anda fark eriyor ve maç kafa kafaya geliyor. Maçı rolantiye almak diye bir şey yok. Buda çok dengesiz şeylerin olmasına sebeiyet veriyor. Mesela Barcelona'ya 20 sayı geriden gelip maça ortak olabilen Galatasaray, Unics maçında 20 sayıdan yakalanıp maçı verebiliyor.

Dünkü maçtada benzer bir olay oldu ama çok ciddiye binmeden ufak bir heyecanla maçı aldı Efes. Maçta 15-20 sayı farklarda gezinirken üstüste verdiği hücum ribauntları, yediği üçlükler ve kaçırdığı serbest atışlar sayesinde maçı 4 sayı farkla aldı. Yani Savanovic bile üstüste 4 serbest atış kaçırdı. Ama maçı alan adamda Savanovic oldu açıkçası. Ersan'ın erken faul problemine girmesi ve pekte gününde olmaması Savanovic'e daha fazla iş bıraktı. Savanovic'te ne denli büyük bir yıldız olduğunu birkez daha kanıtladı. Gerçi her maçta girdiğinde hep olumlu şeyler yapıyor zaten kariyeride bunu kanıtlıyor ama bir görev adamından çok bir takımı onun üzerine kurabileceğiniz bir süperstar karakterine sahip olduğunu kanıtlıyor her maçta. Sorumluluk alması gerekiyorsa alıyor, şut sokamıyorsa o gün pas veriyor ve en önemlisi maçın her anında savaşıyor.

Maçın diğer bir önemli istatistiği Cenk Akyol'un 25 dakika sahada kalması galiba. Geçen sene rotasyonda kendine yer bulamayan Cenk bu sene Euroleague'de önemli bir maçta en çok süre alan 4 oyuncudan biri. Şöyleki ; Barac ve Batista 40 dakikayı paylaşıyorlar, aynı şekilde Ilievski ve Kerem Tunceri ve Ersan'la Savanovic 40 dakikayı paylaşıyor. Geriye kalan 2 ve 3 numaralı pozisyonu Vujacic, Sinan ve Cenk paylaşıyor. Tabi Vujacic 35 dakika gibi bir süre oyunda kalmış, Sinan 20 dakika ve Cenk 25 dakika kalmış. Yani Ufuk Sarıca'nın rotasyonunda önemli bir yer sahibi Cenk. Ayrıca Savunmada da rakibin skorer oyuncusunu savunuyor genelde. Cenk için çok önemli bir görev bu, hayatında ilk defa şut atmaktan başka bir göreve verildi Cenk. Fiziksel olarakta bunu yapabilecek seviyede. Eğer savunmayı öncelik alırsa oyununda şutuda rahatlayacaktır. Sadece şut atma ve şutör olma baskısı üzerinden azalacak ve çok daha kolay şutlar bulabilecektir.Tabiki Kinsey geldiğinde süreleri düşecek ama muhtemelen DNP yazmayacak istatistik kağıdında. Bu maçtada şut yüzdesi çok düşük olsada 6 ribauntu var. Sinan'la Vujacic Cenk'le Kinsey paylaşacak gibi duruyor süreyi.

Son sözümde şu ribaut sıkıntısına ya adamlar bazı sekanslarda voleybol oynamaya başladı resmen. Adamlar bütün ribauntları aldı. Maç içinde heyecandan çok dikkat edemedim ama istatistik kağıdına bakınca Batista'nın 1 ribauntu sırıtıyor orda. Yani Batista bu takıma fiziksel güce ve savaşçılığı sayesinde geldi.Daha falzasını vermesi gerekiyor bu takıma. Efes'in CSKA ve Barcelona kadar geniş bir rotasyonu yok en nihayetinde. Fran Vazquez arkasına Ndong'u yok. veya yedekten gelen Pete Mickeal  yok o yüzden her oyuncu maksimumunu vermek zorunda.

Yorumlar